Özdoğan, M.,
2001, “Bir Buluntu Topluluğunun Düşündürdükleri”, Bilim ve Ütopya 81: 73.
Berkay Dinçer'in Tekirdağ yöresinde Yatak Mevkiinde bularak bizlere tanıtmış olduğu buluntu topluluğu, yalnızca Trakya ya da Türkiye kültür tarihi açısından değil, insanlığın geçmişi için de büyük önem taşımaktadır. Buluntu topluluğunun temsil ettiği, "Dip Paleolitik" olarak, Alt Paleolitik Çağın en eski bölümü olarak tanımlayabileceğimiz zaman süreci, insanların yeryüzüne ilk yayılım dönemini temsil etmektedir. Bu, çok az tanıdığımız, buna karşılık insanlığın milyonlarca yıllık sürecinin en ilginç bölümünü oluşturan dönemdir. Coğrafi konumu bakımından ilk insanların dünyadaki zorunlu yayılım yolu üzerinde olmasına karşın, verilerin azlığı nedeni ile bu sorunun çözümünün karmaşık duruma geldiği ülkemizde Berkay Dinçer'in yeni bulmuş olduğu Yatak Mevkii bu tartışmalara yeni bir boyut kazandıracaktır.
Yatak buluntusunun ikinci ve sevindirici bir önemi de, tanınması ve dolayısı ile de saptanması çok güç bu dönemin izlerinin, öğrencimiz tarafından bulunmuş ve düzeyli bir şekilde tanıtılmış olmasıdır. Bu, kültür varlıklarımızın belgelenmesi konusunda geleceğe daha umutla bakmamızı sağlayan, örneği çok az olan sevindirici bir gelişmedir.
Runnels, C., M. Özdoğan,
2001, "The Palaeolithic of the Bosphorus Region, NW Turkey", Journal of Field Archaeology 28: 69-90.
İngilizce'den çeviri:
... "Türkiye Trakyası'ndaki yüzey araştırması yoğundu ve araştırmamızın asıl ilgisi alüvyal ovalar ve akarsu teraslarıydı ve bu alanların çoğunluğu araştırıldığı halde, bazı alanlar gözden kaçtı ve araştırılmadı. Örneğin
Istranca ve Ganos dağlarının etekleri hiç araştırılmadı. Tekir Dağ'ın kuzey eteklerindeki yüksek bir düzlükte, Yarımburgaz Mağarası ve Eskice'dekilere benzer bir taş alet topluluğunun bulunması (Dinçer 2000), Trakya'da yüksek kesimlerde hala buluntu yerleri bulunabileceğini akla getirmektedir."
TAY Projesi
Tekirdağ İli'nde, merkezin yaklaşık 30 km batısındaki Karansıllı Köyü'nün yaklaşık 350 m güneydoğusunda, yatak olarak adlandırılan yerde, köy mezarlığına ve harman yerine giden yolun 100 m kadar kuzeydoğusundadır [Dinçer 2001a: 72; 2001b: 14]. Deniz seviyesinden yaklaşık 270 m yükseklikte bir sırtın üzerinde bulunmaktadır. Yakın çevrede dağınık olarak Paleolitik aletlere rastlanmaktadır. Kuvars, kuvarsit ve jasp gibi hammaddeler çevrede bolca bulunmaktadır [Dinçer 2001a: 72]. 2000 yılında İstanbul Üniversitesi Prehistorya Anabilim Dalı öğrencisi Berkay Dinçer tarafından, köylülerce tarla olarak kullanılan sırttan toplanan taşlar arasında Paleolitik aletler olduğunun fark edilmesi sonucu saptanmıştır. Yatak'ta, Paleolitik Çağ'ın çeşitli dönemlerine ait buluntular ele geçmiştir. Bu buluntuların durumu Yatak'ın ikincil dolgu olduğunu düşündürmektedir [Dinçer 2002: 69]. Kırmızı çakmaktaşından yapılmış el baltası, oldukça yoğun satır, kıyıcı satır türü Oldowan aletler bulunmuştur. Bunların arasında 1.5 kg'dan daha ağır bir tanesinin bulunmuş olması, buradaki çekirdek aletlerin (Yarımburgaz'dan bilinenlere oranla) daha büyük boyutlu olduğunu düşündürmektedir.
Özdoğan, M.,
2003, "Paleolitik Çağ, İstanbul ve Yarımburgaz Mağarası. 16 Yıl Sonra Yarımburgaz'ın Düşündürdükleri", M. Özbaşaran, O. Tanındı, A. Boratav (ed.), Homo amatus: Güven Arsebük İçin Armağan Yazılar, Ege Yayınları, İstanbul: 179-183.
..."Son yıllarda Tekirdağ'ın kuzeyinde Yatak Mevkii'nde, yerinde genç bir meslektaşımız tarafından bulunmuş olan çaytaşı aletler (Dinçer 2001), bizim yüzey araştırmamızın bu konudaki yetersizliğini göstermektedir. Söz konusu buluntu yeri, bölgenin göreli olarak yüksek olan kesiminde yer almaktadır. Dolayısıyla Doğu Trakya'nın yontukdüz şeklindeki geniş kesimine Alt Paleolitik Çağ yüzeyinin şu veya bu nedenle aşınarak yok olduğu ve ancak bunun aşınmaya dirençli yüksek kesimlerde korunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda akla gelen soru, ayna aşınmanın neden Çatalca-Terkos hattının doğusunda yer almadığıdır. Bu konuya ileride yeniden değineceğiz."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder