20 Mart 2009

3. İstatistik Arkeologlara Nasıl Yardım Eder?

Berkay Dinçer

3. İstatistik Arkeologlara Nasıl Yardım Eder?

İstatiksel yöntemler, sayısal verilerin özetlenerek, içlerindeki verilerin yığıldıkları değerlerin dağılımları hakkında bilgi edinilmesine yardımcı olur (BAYRAM 2004). Bu açıdan bakıldığında, Paleolitik Çağ'a ait buluntu yerlerinde yapılan kazılarda ortaya çıkan taş aletlerin analizinde istatistiksel yöntemlerin kullanılması zorunludur. Tüm dünyada istatistiksel yöntemler, Paleolitik Çağ buluntularının incelenmesinde yaygın olarak kullanılmaktadır (örn: NOLL-PETRAGLIA 2003).

Bilgisayarların ucuzlaması ve yaygınlaşmasıyla birlikte arkeolojik kazılarda da bilgisayarların gücüyle istatistiksel verilerin oluşturulması ve işlenmesi de kolaylaşmıştır. Türkiye'de Pleistosen arkeolojisine yönelik araştırmaların yapıldığı Yarımburgaz Mağarası kazıları, buluntuların değerlendirilmesinde bilgisayarların kullanılmış olduğu Türkiye'deki ilk buluntu yerlerindendir (TANINDI 1991, 1995).

Örneğin, Anadolu'nun en eski Paleolitik Çağ buluntu yerlerinden bir tanesi olan Kaletepe Deresi 3'te istatistiksel yöntemler kullanılmadan taş aletlerin analiz edilmesi neredeyse olanaksızdır. Burada gerçekleştirilen arkeolojik kazılarda, yaklaşık 1 milyon yılla 160 bin yıl arasına, Alt ve Orta Paleolitik çağlara tarihlenen dört bine yakın taş alet ortaya çıkarılmıştır (SLIMAK-DİNÇER 2007). Kaletepe Deresi 3 kazılarında ortaya çıkarılan taş aletlerin farklı kültürleri ve zamanları yansıtan değişik tabakalara göre ayrılmasında ve bu tabakalardaki temel kültürel ögelerin belirlenmesinde alet tiplerinin yüzde olarak dağılımlarının bilinmesi önemlidir (SLIMAK et al. 2005, 2006, 2007).

Paleolitik Çağ için oldukça uzun süreli bir tabakalanmanın bulunduğu Kaletepe Deresi 3'te hammadde kullanımının zamanla değişimi de istatistiksel analizler sayesinde ortaya çıkarılmıştır (SLIMAK 2007). Ortaya çıkarılan her Paleolitik buluntunun hangi tür hammaddeden yapılmış olduğu, zaman içinde insan gruplarının taş aletlerinin yapımında kullandıkları hammaddelerin de değişimini göstermektedir. Bölgede, Paleolitik taş alet yapımı için bugün "ideal" olarak görünen obsidienin, Kaletepe Deresi 3'ün en eski tabakalarında oran olarak çok az kullanıldığı istatistiksel analizlerle ortaya çıkarılan bir başka önemli bilgidir (DİNÇER 2007).

Üçağızlı Mağarası, Kaletepe'den çok daha sonrasındaki bir döneme, yaklaşık 41-28 binyıl öncelerine tarihlenmektedir (GÜLEÇ et al 2002). Hammadde kaynaklarının Paleolitik Çağ boyunca kullanımının anlaşılmasıyla ilgili bir başka istatistiksel çalışma Üçağızlı Mağarası'nda gerçekleştirilmiştir. Burada yapılan araştırmalarla, zaman içinde değişik hammadde kaynaklarının kullanımındaki artış ve Paleolitik aletlerin yapım sürecindeki değişimler ortaya koyulmuştur. Üçağızlı Mağarası'nın çevresinde belirlenen üç değişik çakmaktaşı hammadde kaynağı ve bunlara göre mağaradaki kazılarda ortaya çıkarılan taş aletlerin hangi kaynaklar kullanılarak yapılmış olduğu çalışmada ANOVA (bağımsız örneklemler için tek yönlü varyans analizi) kullanılarak ön kazıyıcıların değişik buluntu topluluklarında boyutlarının da belirgin bir şekilde değiştiği ortaya koyulmuştur. Ön kazıyıcıların değişik buluntu topluluklarındaki ortalama uzunlukları arttığında nodüler kortekse sahip hammaddenin de daha fazla kullanıldığı tespit edilmiştir (KUHN 2004).

Bu makalenin bütün bölümleri

Hiç yorum yok: