14 Ağustos 2010

Bursa ve Çevresi Yüzey Araştırmaları 2008-2009 Tarihöncesi Buluntuları

Bursa ve Çevresi Yüzey Araştırmaları 2008-2009 Tarihöncesi Buluntuları
[İçindekiler]
Yazar: Berkay Dinçer


Dinçer, B., 2010
"Bursa ve Çevresi Yüzey Araştırmaları 2008-2009 Tarihöncesi Buluntuları”, Arkeoloji ve Sanat 134: 1-16. [PDF]

ya da internet sürümü için:
Dinçer, B., 2010
"Bursa ve Çevresi Yüzey Araştırmaları 2008-2009 Tarihöncesi Buluntuları”, PaleoBerkay Arkeoloji Sitesi, 14.08.2010.

Bursa Survey 2008-2009: Prehistoric finds (summary)

BURSA AND ITS VICINITY SURVEY 2008-2009: PREHISTORIC FINDS
Summary:

Located at the interface between Anatolia and the Balkans, area of Bursa province has great importance to understanding of cultural histories of these regions. 2009 field campaign of Bursa province archaeological survey concentrated to the mountainous area on the south of Uludag mountain in the areas of Keles and Orhaneli districts.

Şahinkaya Cave archaeologically discovered in 2007 revealed the first evidence of the Middle Paleolithic in Bursa with associated faunal remains. In 2008, another Middle Paleolithic site was found at Görükle, again by coincidence. 2009 survey provided the first Paleolithic sites found with systematical research. Belen Tepe yielded bifacial artifacts and levallois productions. A few Middle Paleolithic cores and flakes are found in Gâvur Evleri. Flint type found at Gâvur Evleri is also represented at Görükle in low percentages which is approximately 60 km on the other side of Uludağ. This indicates circulation of raw materials on both sides of Uludağ in the Mousterian.

Neolithic/Chalcolithic occupations of the mountainous Bursa area was not known before 2009 survey. All former Neolithic/Chalcolithic sites were mounds in the plains, thus those are the first Neolithic/Chalcolithic evidences from caves in Bursa. In Kusumlar, Çaltepesi and Sinekkayası 2 caves there are also very few flint artifacts and pottery which may be dated to Neolithic/Chalcolithic periods. Kaynarca mound and Sinekkayası revealed EBA pottery.

Dağlık Bursa'da prehistorik araştırma

1. GİRİŞ

2006 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığının izni ile Prof. Dr. Mustafa Şahin başkanlığında başlatılan “Bursa ve Çevresi Kültür Envanteri Projesi” çerçevesinde 2008 yılından başlayarak araştırmalar “Dağlık Bursa” olarak adlandırılan Keles, Orhaneli, Büyükorhan ve Harmancık ilçelerine kaydırılmıştır. 2008 ve 2009 yıllarındaki sezonlarda Keles ve Orhaneli İlçelerinin taramaları tamamlanmıştır. Araştırma alanı, Ege Bölgesi'nin İçbatı Anadolu bölümüne dahildir. Kuş uçumu olarak Marmara Denizi bu alana yakın olsa da, “Dağlık Bursa” olarak da adlandırılan bölge, Bursa'nın kuzey kesiminden farklı iklimsel ve coğrafi özelliklere sahiptir. Özellikle Keles ve çevresinde yükseklik yer yer deniz seviyesinden 1000 metre yüksekliğe ulaştığı için, bu farklılık belirgindir.

Belen Tepe Paleolitik Buluntuları

2. PALEOLİTİK ÇAĞ BULUNTULARI

2.1. Belen Tepe

Keles'in Kıranışıklar köyünün yaklaşık 1,5 km batısında, bölge haritalarında Belen Tepe olarak adlandırılmış  yaklaşık 1050 m rakımlı tepenin üzerinde yer alır. Bu tepenin kuzey kısmı çam ağaçlarıyla kaplıdır. Belen Tepe’de bir çakmaktaşı kaynağı yer almaktadır. Bu çakmaktaşının birincil bir kaynak olduğu, başka bir yerden taşınmamış olduğu, çakmaktaşlarını kaplayan kortekslerden anlaşılmaktadır. Belen Tepe'de çakmaktaşlarının bulunduğu alan, kırmızı renkli bir toprak yapısına sahiptir. Çakmaktaşları üzerindeki korteksler de bu toprakla aynı renktedir. Araştırma sırasında, açık alanda toplama yapılmış, ağaçlık alana girilememiştir.

Gavur Evleri Paleolitik Buluntuları

2.2. Gâvur Evleri Mevkii

Harmancık ilçesinin kuzeyinde bulunan Çatalsöğüt köyünün Bayramlar Mahallesi'nde yer almaktadır. Buradaki tarlalar içerisinde işlenmiş çakmaktaşları bulunmaktadır. Bunlar içerisinde korteksli yongalar en büyük çoğunluğu oluşturmaktadır. Paleolitik Çağ'a ait olabilecek yongalar olduğu gibi, tarihöncesinin daha geç dönemlerine tarihlenebilecek yongalar da mevcuttur. Buradaki işleyimle ilgili en önemli buluntular, levallois çekirdekleridir. Bu çekirdeklerin çevrelerinin tamamına yakını platform hazırlığı aşamasında çıkarımlarla biçimlendirilmiştir.

Levallois tekniği uygulanan çekirdeklerde, çekirdeğin son kez kullanıldığı aşamada tek bir istenilen yonga elde edilmiştir. Levallois tekniğinin Gâvur Evleri’ndeki uygulanması, bu buluntu yerine coğrafi olarak daha yakın olan (kuşuçumu yaklaşık 15 km) Belen Tepe buluntularından çok, Uludağ'ın kuzeyinde yer alan Görükle'deki (Şahin et al. 2009) (kuşuçumu yaklaşık 60 km) Orta Paleolitik dönem buluntuları ile yakın benzerlik göstermektedirler.

Şahinkaya Mağarası Paleolitik Buluntuları

2.3. Şahinkaya Mağarası

Şahinkaya Mağarası, Orhaneli ilçesinin kuzeyinde yer alan Eren köyü yakınlarındadır. Kapıkaya olarak adlandırılan ve güneyinde mermer ocakları bulunan yaklaşık 1.5 km çapındaki bir kayalığın içerisinde bulunmaktadır. Arkeolojik önemi 2007 yılında rastlantı sonucu keşfedilen mağaraya, günümüzde dik bir kayalığa tırmanarak ulaşıldığı için erişmek zordur. Mağara, ilk keşfedildiğinde (Şahin et al. 2009) burada, Pleistosen dönemine ait olduğu anlaşılan hayvan kemikleriyle birlikte Orta Paleolitik dönemin geç evrelerini yansıtan üç adet taş alet ele geçirilmiştir. Bu aletlerden bir tanesi iki yüzeyden işlenmiş bir kenar kazıyıcı, diğeri basit bir kenar kazıyıcı, en sonuncusu ise yaprak biçimli bir uçtur (Dinçer 2008). Tüm bu buluntular, mağaranın arka tarafında yer alan bir çukurun içerisinde bulunan dolguların, yasadışı yollarla define arayan kişiler tarafından kazılarak mağaranın içerisine dağıtılması sonucu mağaranın yüzeyinde bulunmuşlardı.

2009 yılındaki araştırmamız sırasında Şahinkaya Mağarası'nı tekrar ziyaret ettiğimizde, ne yazık ki, mağarada gerçekleştirilen kaçak kazıların artarak devam etmekte olduğunu fark ettik. Defineciler, arka tarafta korunmuş olan dolgulardaki kazılarını iyice derinleştirmişler ve kazdıkları toprağı mağara içerisine gelişigüzel bir şekilde atmayı da sürdürmüşlerdir. Son atılan toprağın üzerinde gerçekleştirilen toplamada, taş alet bulunmamıştır. Ancak, Pleistosen döneminin çevresel koşullarıyla ilgili önemli bilgiler verecek hayvan kemikleri toplanmıştır.

Bursa Çakmaktaşı Kaynakları

3. TARİHÖNCESİ ARKEOLOJİSİ İLE İLGİLİ DİĞER BULUNTULAR

3.1. Çakmaktaşı Kaynakları

Özellikle Keles çevresinde, yaygın olarak çakmaktaşı ile karşılaşılmıştır. Paleolitik Çağ'da insanların taş aletlerini yapmak için kullandıkları bu hammaddenin bol olarak bulunması, bölgenin arkeolojik potansiyelini yansıtmak açısından oldukça önemlidir. Harmancık'a bağlı Çakmak köyü yakınlarında, modern dönemde açılmış ve döğen taşı yapımında kullanılmış, yerel halkın "bora" olarak adlandırdığı yeşil renkli çakmaktaşının madenleri mevcuttur. Bu kaynakların Paleolitik Çağ'da değerlendirilip değerlendirilmediğini aydınlatmak için bölgede daha yoğun araştırmanın yapılması zorunludur.

Şimdilik bildiğimiz, bu kaynağa ait olabilecek dönemi belirsiz bir adet yonganın, bu kaynaktan yaklaşık 60 km uzaklıkta, Görükle'deki Orta Paleolitik dönem buluntu yerinde bulunduğudur. Çakmak köyündeki döğen taşı yapımı, 1960lardan itibaren incelenmiş ve yayınlanmıştır (Bordaz 1969, Weiner 1981 aktaran: Whittaker et al. 2009). Çakmak köyündeki kaynaklardan çıkarılan çakmaktaşı döğen taşları olarak Türkiye’nin pek çok bölgesine gönderilmiştir (Bordaz-Alpers Bordaz 1973,  Whallon 1978 ve Whittaker et al. 2009).

Dağlık Bursa'da Neolitik/Kalkolitik Dönem ve Mağaralar

3.2. Mağaralar ve Neolitik/Kalkolitik Dönem Buluntuları

Araştırma bölgesinde Paleolitik Çağ arkeolojisi açısından büyük öneme sahip olabilecek pek çok mağara bulunmaktadır. Pek çoğu keçi ağılı olarak kullanılmak gibi nedenlerden dolayı modern dolgulara sahip olan bu mağaralarda arkeolojik anlamda önemli olacak dolguların olup olmadığının anlaşılması için bu mağaraların daha ayrıntılı olarak incelenmesi, bunlarda deneme sondajları yapılması gerekmektedir.

Bölgedeki bazı mağaraların, Neolitik dönem ve sonrasında kullanılmış olduklarıyla ilgili bulgular 2009 yüzey araştırmasında elde edilmiştir. Böylelikle, kuzeybatı Türkiye'de Yarımburgaz Mağarası (Özdoğan 1990) haricinde, mağaralarda Neolitik dönem ile karşılaşılan bir bölge de Uludağ'ın güneyi olmuştur. Bursa ve çevresinde, genellikle Uludağ'ın kuzeyindeki, Yenişehir (Roodenberg et al. 2003), İznik (Roodenberg 1999) ve Ulubat havzalarındaki höyüklerden (Karul 2006) bilinen Neolitik dönem buluntuları yanında, tamamıyla farklı bir coğrafi bölgede yer alan bu mağaralar, bölgenin tarihöncesi arkeolojisi açısından oldukça önemlidir. Bölgede bugüne dek sadece ovalık alanlardan ve höyük tipi yerleşmelerden tanınan Neolitik dönemin dağlık alanda ve mağaralarda incelenmesi, bölgenin neolitikleşmesini anlamak için bir zorunluluktur. Burada, Neolitik ve sonrasındaki tarihöncesi dönemlerle ilgili detaylı sonuçları aktarmaktan çok, sadece buluntu yerlerinin kısa tanıtımını yapmayı uygun görüyoruz.

Bursa'da İlk Tunç Çağı

3.3. İlk Tunç Çağı Buluntuları

Günümüzde piknik alanı olarak kullanılan Sinekkayası Mevkii, Orhaneli'nin kuzeyinde yer alır. Burası doğal bir kayalığın altında yer almaktadır ve defineci kazıları tarafından yoğun olarak tahrip edilmiştir. İlk Tunç Çağı'na ait olan çanak çömlek parçalarının bulunduğu Sinekkayası Mevkii'nde bulunan iki parça çanak çömleğin İznik bölgesinden Karadin ve Üyücek gibi höyüklerden bildiğimiz İTÇ II-III malzemesiyle (French 1967) bir benzerlik gösterdiğini söyleyebiliriz.

Bursa Paleolitiği

4. SONUÇLAR

2009 yüzey araştırmasında elde ettiğimiz, bölgenin tarihöncesi arkeolojisiyle ilgili ilk veriler, bölgenin Anadolu'nun tarihöncesi hakkındaki pek çok fikrin sınanması için oldukça önemli bir bölge olduğunu ortaya koymuştur. Ancak, bölgenin böylesine önemli bir arkeolojik potansiyeli olmasına karşın, ekibimizin ziyaret ettiği neredeyse her tarihöncesi dönem buluntu yerinde, yasadışı define kazılarının gerçekleştirilmiş olması söz konusudur. Özellikle tarihöncesi arkeolojisiyle ilgili en önemli verilerin elde edilebileceği mağaralar, en yoğun tahribatın gerçekleştirildiği alanlar olarak öne çıkmaktadırlar. Bunların içinde Şahinkaya Mağarası, 2007 yılında sit alanı ilân edilmesine rağmen tahribatın en yoğun görüldüğü buluntu yeridir. Bundan dolayı, bölgedeki bu ilk sistematik tarihöncesi dönem araştırmalarının sürdürülmesinin büyük öneme sahip olduğuna inanıyoruz.


4.1. Paleolitik Çağ

2009 yılında Bursa ilinde gerçekleştirilen yüzey araştırmasının Paleolitik Çağ ile ilgili sonuçlarının en önemlisi şüphesiz, tipik iki yüzeylilerin Türkiye'de bilinen en kuzeybatıdaki örneklerinin keşfedilmiş olmasıdır. 2009 yılı araştırmamıza dek, Anadolu'dan batıya doğru giden doğal yolların üzerinde bulunan Bursa ilinde Paleolitik Çağ arkeolojisiyle ilgili hiçbir sistematik araştırma yapılmamıştır. Kuzeybatı Anadolu'nun ve hatta Balkanlar'ın Paleolitik Çağ arkeolojisi açısından anlaşılması için Bursa bölgesi kilit bir role sahiptir. Bugüne dek gerçekleştirilen az sayıdaki çalışmadan elde edilen temel sonuçlar, kuzeybatı Türkiye’deki Alt Paleolitik kültürlerin  Anadolu'nun diğer bölgelerinden bilinen kültürlerden oldukça farklı olduğu yönündeydi (Arsebük 1998b, Runnels 2003, Dinçer-Slimak 2007). Yüzey araştırmamız sırasında Belen Tepe'de keşfedilen iki yüzeyli buluntuların Trakya ve Balkanlar'dan bilinen Alt Paleolitik kültürlerden çok Orta ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden bilinen Acheul kültürüne ait buluntulara yakın olduğunu düşünmekteyiz. Uzunca bir dönemden beri, Türkiye'deki Paleolitik Çağ araştırmalarının azlığından da kaynaklanan bir şekilde, iki farklı tekno-kültürel bölgeyi temsil ettiği düşünülen (Kansu 1964) el baltaları ile yontuk çakılların baskın olduğu işleyimlerinin tipik örneklerinin birbirine çok yakın coğrafi alanlarda bulunması şaşırtıcı olmuştur. Belen Tepe buluntuları, Anadolu'da Alt Paleolitik Çağ'da iki yüzeyli işleyimlerin dağılımı ve sınırları ile ilgili “ilk” görüşlerin tekrar gözden geçirilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Dağlık Bursa'da Tarihöncesinin Son Dönemleri

4.2. Tarihöncesinin Son Dönemleri

Bölgede bulunan Kusumlar, Çaltepesi ve Sinekkayası 2 gibi mağaralarda karşılaşılan Neolitik/Kalkolitik çağ buluntuları, İçbatı Anadolu bölümünün yüksek kesimlerindeki kültürleri yansıtmaları açısından büyük öneme sahiptirler. Bursa'nın kuzeyindeki ovalarda Neolitik Çağ buluntularının çoğunlukla İç Anadolu kökenli oldukları göz önüne alındığında, Orhaneli ve Keles'teki buluntuların, Bursa'nın şimdilik bilinen en eski Neolitik topluluklarının bulunduğu Yenişehir ovasının iskânıyla ne gibi bir ilgisinin olabileceği ayrıca ileride aydınlatılması gereken bir sorundur. 

Kaynarca ve Sinekkayası mevkiilerinde keşfedilen İlk Tunç Çağı buluntuları, bölgede daha önceden sadece Orhaneli yakınlarındaki Arpa Tepe'den (Yalman 2000) bilinmekte olan bu döneme ait izlerin yoğunluğunu göstermeleri bakımından ilginçtir. Bölgede bugüne dek tarihöncesi dönemle ilgili araştırmaların gerçekleştirilmemiş olması yüzünden, İlk Tunç Çağı'na ait buluntuların bilinmemesi, bu bölgede yerleşimin olmadığı şeklinde yorumlanmaktaydı (Efe 2003). 2009 yüzey araştırmasında keşfedilen ve İznik ve Yenişehir grupları ile benzer olduğu anlaşılan çanak çömlek kullanan grupların bölgede bulunmaları, bu teorinin de gözden geçirilmesini gerektirmektedir.

Bibliography about Bursa Archaeological Survey

KAYNAKÇA

Albrecht, G., H. Müller-Beck, 1988
“The Paleolithic of Şehremuz Near Samsat on the Euphrates River. Summary of the Excavation Findings and a Morphology of the Handaxes”, Paleoriént 14/2: 76-86.

Arsebük, G., 1998a
"A Review of the Current Status of Pleistocene Archaeology in Turkey", G. Arsebük, M. Mellink and W. Schirmer (eds.), Light on Top of the Black Hill, Ege Yayınları, İstanbul: 71-76.

Arsebük, G., 1998b
"Yarımburgaz Mağarası; Pleistosen Arkeolojisi İle İlgili Son Çalışmalara 1997, Gözüyle Özet Bir Bakış", Türkiye Bilimler Akademisi Arkeoloji Dergisi 1: 9-25.

Balkan-Atlı, N., S. Kuhn, L. Austruc, G. Çakan, B. Dinçer, N. Kayacan, 2008
"Göllüdağ 2007 Survey", Anatolia Antiqua XVI: 293-312.

10 Ağustos 2010

Dinin arkeolojisi: Anadolu'da Apollo tapınakları (The Archeology of Religion. Sanctuaries of Apollo in Anatolia)

İtalyan Kültür Merkezi ve Hierapolis İtalyan Arkeolojik Kazı Heyeti

Sempozyum:
The Archeology of Religion. Sanctuaries of Apollo in Anatolia
(Dinin arkeolojisi: Anadolu'da Apollo tapınakları)

Tarih: 21-22 Ağustos 2010

Yer: Lycus River Hotel, Karahayıt-Pamukkale, Denizli


Sempozyum Programı:

05 Ağustos 2010

Çukurova Üniversitesi (Adana) Arkeoloji Bölümü

Çukurova Üniversitesi'nin Arkeoloji Bölümünün web sayfası adresi http://arkeoloji.cukurova.edu.tr/ olsa da, bugünlerde bu sayfaya ulaşamadık.

Belki ilerleyen günlerde bu sayfa çalışır hale getirilebilir diyerek yine de yayınlamayı uygun gördük.

03 Ağustos 2010

01 Ağustos 2010

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (Burdur) Arkeoloji Bölümü

Burdur'da bulunan Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'nin arkeoloji bölümünün web sitesi:
http://fef.mehmetakif.edu.tr/bolumler/arkeoloji.html

Bölümün web sitesinde sadece akademik personelin isimleri yer almakta. Her ne kadar Klasik Arkeoloji yanında, Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi ve Prehistorya anabilim dalları da web sitesinde görülmekte ise de, sadece Klasik Arkeoloji anabilim dalının akademik personeli hakkında bilgi edinilebiliyor:

Yrd. Doç. Dr. Şükrü ÖZÜDOĞRU
Yrd. Doç. Dr. F. Eray DÖKÜ
Yrd. Doç. Dr. Hannelore VANHAVERBEKE
Yrd. Doç. Dr. Gülşen DİKBAŞ